Sünnet Travması

Son yıllarda bebeğin daha az acı hissedeceği,yarasının çabuk iyileşeceği,sonradan hatırlamayacağı gibi sebeplerle bebek sünnetinde büyük bir artış var. Fakat bunların hiçbiri doğru değildir. Bebek ne kadar küçük olursa, travmadan zarar görme ihtimali o kadar fazla olacaktır. Anatomi çalışmaları, sinir hücrelerindeki kimyasal değişiklikler ve bebeklerin davranışları konusundaki çalışmalar, bebeklerin acıyı yetişkinlerden daha fazla hissettiklerini kanıtlamıştır.


Sünnet, çok acı veren bir operasyondur. Ebeveynlere çocuğa anestezi verileceği, hiçbir acı hissetmeyeceği söyleniyor. Lokal anestezi yapılmasının bile ne kadar acı vereceğinden bahsedilmeden. Acaba lokal ya da genel anestezinin yapılacağının söylenmesi kimi rahatlatıyor? Doktorların ve ebeveynlerin rahatladığı kesin. Anestezi kullanıldığında acıyı azaltıyor fakat tamamen ortadan kaldırmıyor. Ameliyat sonrası da acı henüz geçmeden etkisini yitiriyor. Ayrıca daima etkisi olmadığı gibi,sinirlere ve damarlara da kalıcı zarar verebiliyor. Sünnet sonrası bebeğin nörolojik şok nedeniyle uyuyor görünmesi anestezi yapıldığı izlenimi uyandırabiliyor.



Biliminsanları bir bebeğin beynini sünnet sırasında takip ettiler. Sünnetin bebekte o kadar acıya yol açtığı anlaşıldı ki, beyninde kalıcı değişiklikler oldu. Devam eden gün, hafta ve aylarda da beyin taramalarına devam ettiler ve buldular ki, beyin hiçbir zaman eski haline dönmüyordu. Bazı bebekler o kadar acı çekerler ki nefesleri kesilir. Diğerleri çığlık atmayı bırakır ve şoka girerler. Çünkü küçücük vücutları bu dayanılmaz acıyla nasıl başa çıkılabileceğini bilmemektedir.


Harvard Tıp Fakültesi’nden Anand ve Hickey, yenidoğan sünnetlerini izledikten sonra Acı, İnsan fetusu ve Yenidoğanda Etkileri başlığı altında şunu yazmışlardır: Yenidoğanlarda acıya karşı gösterilen tepkiler yapılan çok sayıda çalışma ile kanıtlanmış olup, bunların hormonal, metabolik ve kalp-solunum sistemindeki etkileri gösterilmiş ve bu etkilerin yetişkinlerindeki benzerlerinden çok daha şiddetli olduğu anlaşılmıştır. Yenidoğanlardaki diğer tepkiler, acıya karşı duygusal ve davranışsal tepkilerin bütün olduğunu ve bunların daha sonraki davranış kalıplarını da etkileyecek şekilde hafızada çok uzun süreler korunduğunu göstermektedir.

Artık bebeklerin değişen beyin dalgalarından ve fizyolojik fonksiyonların değişiminden onların ne kadar acı çektiklerini biliyoruz. Sünneti takip eden günlerde acının devam ettiği, anne-çocuk bağının zedelendiği, beslenme bozukluklarının baş gösterdiği de biliniyor. Çocuk derin bir travma yaşıyor. Bilinç altına itilen bu travmanın etkisi yetişkin döneminde de sürüyor; yetişkin erkek bunun sünnetle olan bağlantısının farkında olmasa bile. Yapılan bir çok çalışmanın yanı sıra Minnesota Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü ile Pediatri Bölümü’nden Howard Stang ve ekibinin yaptığı araştırma, sünnetin bebeklik döneminde yapılan en acı veren ameliyat olduğunu gösteriyor. Bebeğin kalp atışlarında dakikada 55 artış görülüyor. Sünnet sonrasında kortizol, öncesine göre üç-dört misli artıyor. Araştırmacılar, bu derece yüksek acının yetişkinlerde dayanılmaz olduğunu söylüyor. Bebek, acıdan feryat ediyor, titriyor, bazılarının nefesi kesildiği için oksijensizlikten renkleri maviye dönüşüyor.